MUZİK HAKKINDA
Müzik Müzik ( Musiki ) , "Insanlarin kelimeler
ile anlatamadigi duygu, düsünce ve hislerini melodik seslerle
anlatma sanatidir". Müzigin diger bir tanimi ise "insanlarin kendi
yapilarina uygun, yasadgi ortama göre sesleri kullanma sanatidir"
seklindedir. SES : Bir cismin titresiminden meydana gelen dalgalarin
hava yolu ile kulagimiza ulasmasina denir. SESIN DUYULMASI (
Isitme ) : Insanlarda isitmeyi ve duymayi
saglayan organi kulaktir. Dis kulaga iletilen ses, orta kulaga
intikal eder. Orta kulaktan ise iç kulaga geçerek sinirler araciligi
ile beyine ulasir. Böylece ses beyinde canlandirilmis diger bir
deyisle duyulmus olur.
SESIN HIZI :
Sesin herhangi bir cisim veya maddeden çiktigi andan itibaren
bulundugu ortama göre belirli bir ulasma hizi vardir. Bu konuda
yapilan çalismalara göre durgun ve isi derecesi sifir olan bir
ortamda ses saniyede 340 metre hiz yapar.
SESIN TITRESIM ÖZELLIKLERI :
Seslerin incelik - kalinlik dereceleri ve zamana göre
titresim özellikleri vardir. Örnegin LA sesi bir saniyede 440
titresim gerçeklestirir. Diger sesler de buna göre düzenlenmistir.
ARALIK : İki nota arasındaki mesafeye
yani ses farkına denir.
Türk Halk Müziği Nedir ? Kendine özgü ve degisik ezgilerle
söylenen türkü zamanla anonimlesen bir nazim biçimidir. Türküler ana
dörtlüklerle, onu izleyen nakaratlardan olusur. Türkülerdeki
dörtlüklere Bent adi verilir. Nakaratlar, halk dilinde baglama ve
kavustak olarak adlandirilir. Türküler yukarida saydigimiz nazim
biçimlerinin aksine hece vezninin her kalibiyla söylenir. Yani hece
sayisi itibariyle bir sinirlama olmaz. Mahmut Ragip Gazimihal,
ezgilere göre usulsüz ve usullü türküler olarak iki ayirim yapar.
Usulsüz olanlar; divan, bozlak, kosma, hoyrat ve Çukurova'yi içine
alan uzun havalardir. Usullü olan türküler grubunda ise genellikle
oyun havalari yer alir ki bunlara Konya'da oturak havasi, Urfa'da
kirik hava adi verilmektedir. Türklerde islenen konulara
göre de siniflama yapan yazarlarimiz vardir. Bu siniflama söyledir:
Ninniler, Çocuk Türküleri, Doga Türküleri, Ask Türküleri,
Kahramanlik ve Askerlik Türküleri, Tören Türküleri, Is Türküleri,
Karsilikli Türküler, Ölüm Türküleri, Oyun Türküleri, Tabiat ve
Hayvan Türküleri, Zeybek ve Derebeyi Türküleri, Cinayetler ve
Acikli Olaylarla ilgili Türküler, Güldürücü Türküler, Yemek ve
yiyecekle ilgili Türküler. DUDAK DEGMEZ
(Leb Degmez): Halk edebiyatimizda saz sairleri
arasinda atismalar, taslamalar gibi karsilasmalarin yapildigini
belirtmistik. Bu karsilasmalardan birisi de dudak degmez'dir. Bu
türde asiklar söyleyecekleri dörtlüklerde dudak seslerinden
(b,f,m,p,v) harflerini kullanamazlar. Dudak degmez saz sairleri
arasinda karsilasmali yapildigi gibi verilecek bir ayaga göre tek
bir saz sairi de kendi basina Dudak degmez dalinda hünerini
gösterebilir. Bunun için de iki dudak arasina bir igne konur.
Yanilma halinde igne dudaga batarak kan çikmasina yol açacaginda,
hakemlik yapanlara karsi bir itiraza mahal kalmaz.
GÜZELLEME: Halk edebiyatimizda saz
sairleri güzelleme de, söylerler. Genellikle geçimlerini saglamak
için köy köy gezen ve her yerde saygi gören ve konuk edilen saz
sairleri, gördükleri ilgi ve ikram karsisinda gerek ev veya
kahvehane sahibine ve kendisini dinleyen topluluga o anda birer
dörtlük söyleyerek hosamedide bulunurlar. Ayni kural saz sairlerinin
davet edildikleri sünnet törenleri ile dügünlerde de uygulanir.
Ayrica doga güzelliklerini dile getirmek, kadin, at, silah ve
benzeri seyler için de güzellemelerin yazildigi görülmüstür. Konya
Asiklar Bayrami'nda her yil sazli güzellemeler, ayrica sazsiz, sözlü
güzellemeler söylenmektedir.
KOÇAKLAMA: Savas ve dövüsleri anlatan,
mertlik ve yigitlik duygularini isleyen siirlerdir. Koçaklama
dalinda en güzel siirleri Köroglu yazmistir.
MÜZIK SESLERI : Müzik sesleri Insan
Sesleri ve Müzik Aletleri Sesleri olmak üzere ikiye ayrilir.
Insan Sesleri : Insan sesleri , Kadin Sesleri ve Erkek sesleri
olarak iki guruba ayrilir.
Erkek Sesleri : Tenor (Ince), Bariton (Orta) , Bas (Kalin) olarak
üçe ayrilir. "
Kadin Sesleri : Soprano (Ince) , Mezzo Soprano (Orta), Alto olarak
üçe ayrilir.
SES MERDIVENI:
Insan kulagi ile duyulmasi imkani olan seslerin en kalinindan en
incesine kadar siralanis biçimine ses merdiveni denir. Ses Merdiveni
üç bölüme ayrilir : Bunlar Kaba Bölge, Orta Bölge ve Tiz Bölgedir.
PORTE ( DIZEK ) : Seslerin nota
sekilleri ile, üzerine yazildigi bes yatay paralel çizgiden ve dört
araliktan olusan sekle porte veya dizek denir.
NOTA : Müzik
seslerini göstermeye yarayan isaretlere nota denir. Temel olarak
müzik ' te 7 adet nota bulunmaktadir. Bunlar DO - RE - MI - FA - SOL
- LA - SI ' dir.
PORTE ÜZERINDEKI EK ÇIZGILER
: Portenin disina tasan yani birinci
çizgiden önce veya besinci çizgiden sonra yazilmasi gereken notalari
yazmak için çizilen çizgilerdir.
PORT ÜZERİNDE NOTA YERLERİ : Türk
Müziğinde genellikle KABA LA ile TİZ Mİ arasındaki notalar
kullanılır.
ANAHTAR : Portenin sol tarafına konulan
ve konulduğu her çizgiye kendi adını veren şekle anahtar adı
verilir. Müzikte üç tür anahtar bulunur. Bunlar SOL ANAHTARI , DO
ANAHTARI ve FA ANAHTARIDIR.
SÜRE : Notaların vermiş olduğu zaman
bütünlüğüne süre denir. Sesli Süre ve Sessiz Süre olmak üzere iki
çeşit süre vardır. Sesli süreler notaların seslendiriliş zamanını,
sessiz süreler ise notalar arası bekleme zamanını ifade eder. Sessiz
süreler Müzikte ES işareti ile tanımlanır.
TAM SES : İki bitişik notanın veya
derecenin gösterdiği aralığa Tam Ses denir. Bu notaların gösterdiği
küçük aralıklara da Yarım Ses denir
KOMA : İki tam ses arasındaki dokuz
küçük sesin her birine verilen isimdir.
ÖLÇÜ : Bir müzik eserinin eşit süreli
bölümlerine Ölçü denir. Ölçü çizgileri porteye dikey olarak konulur.
Her ölçüde ölçü rakamı kadar nota süreleri vardır.
EKSİK ÖLÇÜ ( ANAKRUS ) : Bazı eserlerde
ilk ölçü çizgisinden önce gelen ölçülere verilen isimdir.
DERECE : Perde anlamına gelen bir
terimdir. Seslerin arasındaki farka (ses farkına) derece denir.
Türk Müziğinde perdelerin nota isimlerinin yanı sıra özel isimleri
de vardır. Örneğin LA sesi Dügah olarak bilinir, RE sesi Neva , KABA
RE ise Yegah olarak adlandırılır.
GÜÇLÜ PERDE : Türk müziğinde makamların
dizilerinde dörtlü ve beşlilerin birleştiği ses güçlü perde veya
güçlü ses denmektedir.
DİZİ TÜRLERİ : Nota veya derecelerin
porte üzerinde diziliş şeklidir. Üç ayrı türü vardır. Bunlar :
A ) DİATONİK TÜR
B ) ANORMONİK TÜR
C ) KROMATİK TÜR ' dür.
POLİFONİK : Çok sesli müziğe verilen
isimdir.
AKOR : Birden fazla sesin aynı anda
çıkarılmasına denir.
Yapilarina göre türküleri siniflandiran yazarlar da türkülerin bent
kavustaklarini gözönünde bulundurmuslardir. Bu tür siniflama
söyledir: Bentleri dörtlükleriyle kurulan türküler, Bentleri
dörtlüklerle kurulan türküler, Bentleri üçlüklerle kurulan türküler,
Bentleri beyitlerle kurulan türküler.
Türkiye'nin sözlü geleneginde, bir ezgi ile söylenen halk
siirlerinin her çesidini göstermek için, en çok kullanilan ad
"türkü"dür. Türkü kelimesinin, Türk adinin sonuna, Arapça ilgi eki
olan "i" ekinin getirilmesiyle ortaya çiktigi anlasilir.Türki:
Türkle ilgili, Türk'e özgü anlaminda kullanilir. Kökü, XV. yy'da
Horasan'a kadar dayanir. Türkünin belli bir sekli yoktur. Bir kosma,
bir semai, bir destan ya da herhangi bir halk siiri türkü ezgisiyle
söylendiginde türkü olur. Bu yüzden türkü tipinin en belirgin
özelligi "melodisidir". Bunun disinda, türküyü diger halk siiri
türlerinden ayiran bir özellik de her ezginin sonunda bulunan
kavustaklardir (nakarat). Kavustaklar her ezgiden sonra tekrar
edilen ikilik (ya da daha çok) dizelerdir. Türkülerin büyük
çogunlugu anonimdir ya da agizdan agiza söylenirken söyleyeni
kaybolmustur. Türküler bu sekilde halkin mali olurlar. Türküler çogu
kez, bir doga olayi ya da bir kahramanlik karsisinda dogar ve
yayilirlar. Türküler, dogduklari bölgenin özelliklerini
koruyamazlar. Tasindiklari bölgelerde kisilerin, yer adlarinin,
hatta konularin bile degistigi görüldügü için, nerde dogduklarini
saptamak güçlesir.