Cinsellik 4 Cinsellik ve Orgazm

Cinselliğin yaşı var mı?

Branşım gereği bana yöneltilen bazı sorulardan insanların bir kısmının "kadınların cinselliğin sınırlı bir yaşa kadar devam ettiği, menopoza girilince cinselliğin de bittiği" gibi yanlış bir hisse kapıldıklarını anladım. Bu nedenle bu yazıda cinselliğin yaşı konusundaki bazı yanlış bilinenleri düzeltmek istedim.

Öncelikle cinselliğin kaynağından başlamak gerek: 
Libido adı verilen cinsellik dürtüsü insanı cinsel eylem arayışına iten ve aynen açlık, susuzluk, kendini koruma dürtüleri gibi çalışan bir "itici güçtür". Açlık, insanı gıda aramaya ve yemek yemeye yöneltir ve amacı bedenin yaşamı devam ettirmek için ihtiyaç duyduğu maddeleri almasını sağlamaktır. İşte libido da canlının ait olduğu neslin devamını sağlamaya yönelik olarak onu karşı cinsten biriyle yeni bir canlı dünyaya getirmeye yöneltir.

Cinselliğin tarifi elbette bu kadar basit değildir. Zira "libidonun" başka kaynakları da vardır: Cinsellik, kendini tatmin, gevşeme ihtiyacı, zafer kazanma ihtiyacı, ait olma ihtiyacı, beğenilme ihtiyacı, hayran olunma ihtiyacı, karşı tarafı fethetmiş olma duygusu yaşamak amacına yönelik olarak başlatılabileceği gibi çok ileri durumlarda sadizm ve mazoşizm gibi eğilimlerin eyleme dönüştürülmesine yönelik de çalışabilir. 


Sağlıklı bir erişkin 30-40 yaşları arasında haftada ortalama 1-4 kez ilişkide bulunur. Yaş ilerledikçe sıklık azalır. Bu ilişki sıklığını belirleyen, kişide cinsellik dürtüsünün doyurulma ihtiyacıdır. Sıklık azalmasına rağmen, cinsellik arzusunu doğuran kaynağın gücü aynıdır, ancak ihtiyaç duyma sıklığı azalır.

Kadında cinsellik:

Libido kadında 35 yaşına kadar artar, 45 yaşına kadar sabit kalır ve çok ileri yaşlara kadar gücünü korumaya devam eder. Kadın sağlıklı olduğu sürece yine çok ileri yaşlara kadar orgazm olabilme kabiliyetini korur. Hatta menopoza yaklaşmakta olan bir kadında gebelik oluşma ihtimalinin giderek azalmasıyla birlikte azalan gebe kalma korkusu, çocukların büyümesiyle birlikte ev iş yükünün azalması gibi etkenler kadında bu dönemlerde libidonun artmasına bile neden olabilir. 

Gebelikte ise kadında gebeliğin farklı dönemlerinde libidoda önemli değişiklikler ortaya çıkar. Bunları özetlemek gerekirse gebeliğin ilk üç ayında gebeliğe henüz adaptasyonun sağlanılmaya çalışılıdığı dönemlerde kadınların önemli bir kısmında libidoda ve cinsel ilişki sıklığında azalma gözlenir. İkinci üç aylık dönem genellikle kadının gebeliğe iyice adapte olduğu, erken gebelikte görülen bulantı, kusma, halsizlik gibi şikayetlerinin azaldığı ve genel olarak anne adayının kendini en iyi hissetiği dönem olduğundan libido geri döner, hatta artar. Son üç aylık dönemde ise büyüyen uterusun yarattığı mekanik etkiye bağlı olarak ortaya çıkan çeşitli rahatsızlıklar, yaklaşan doğumun özellikle ilk defa anne olacak kadında yarattığı endişe gibi etkenler libidonun tekrar azalmasına neden olur. 

Kadın menopoza girdiği andan itibaren kanda östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte kadın genital organlarında atrofi dediğimiz değişiklikler meydana gelir. Vajina dokusu "incelir", elastikiyetini kaybeder, kadın uyarılsa da genital bölgenin salgılarının artarak ilişkiye hazır hale gelmesi daha uzun sürer. Genital bölgedeki bu değişiklikler ve "kuruluk" kadında ilişki esnasında ağrıya, ilişki sırasında ve sonrasında idrar yaparken yanma gibi şikayetlere neden olabileceğinden bu dönemde kadında libidoda azalma görülebilir ve bu doğaldır. Ancak bu sorunu yaşayan kadınlarda sistemik (haplar ya da flasterlerle) ya da lokal (krem, fitil) östrojen tedavisinin bu sorunları etkili bir şekilde ortadan kaldırabileceği unutulmamalıdır. 


Erkekte cinsellik:

Erkekte ise libido 20-30 yaşlar arasında doruğa çıkmıştır. Erkek de sağlıklı olduğu sürece ileri yaşlara kadar ereksiyon ve orgazm olabilme özelliklerini koruyabilir. Ancak yaş ilerledikçe (burada bahsettiğim yaş, 70 ve üstüdür) doğal olarak ortaya çıkan değişiklikler ereksiyonun etkinliğinin azalmasına neden olabilir.

Erkeğin eşinin gebe olduğu dönemlerde libidosunda genellikle bir değişiklik gözlenmez ve bu durum anlayışsız baba adayı ile eişi arasında zaman zaman sürtüşmelere neden olabilir. Her baba adayının gebelik döneminde eşinde ortaya çıkabilecek değişiklikleri iyi bilmesi ve eşine daha anlayışlı davranması bu sorunların minimal yaşanmasını sağlar.

Özet olarak söylemek gerekirse kadının menopoza girdiğinde cinsel yaşamının bittiği doğru değildir. Hem erkek hem de kadında libido her ne kadar yaşa bağlı olarak azalma gösterse de, çiftler sağlıklı oldukları sürece çok ileri yaşlara kadar hiçbir tedaviye gereksinim olmadan cinselliklerini yaşamaya devam edebilirler. 

 

Orgazm nasıl gerçekleşir?

 

Orgazm sırasında hissedilenler

Kadının orgazmını daha iyi anlayabilmek için orgazmı dört aşamada incelemek uygun olur.

İlk aşama "uyarım", sonraki "gerilim" ve en önemlisi de "doyum". Bu olaylar sırasında üç önemli fizyolojik olay görülür. Genital organlarda kan toplanması, kaygan sıvı salgılanması ve adale kasılmaları.

Orgazm, cinselliğin güncelleşmesinden beri belki de üzerinde en çok konuşulan ve yazılan konulardan biri. Kadında ve erkekte orgazmın yaşanması, hissedilmesi durumdan duruma değişiklik gösterir. Kadın ve erkek bazen olağanüstü diye niteleyeceği bir orgazm yaşayabilir.
İnsan, ne yaparsa ne kadar doyumlu bir orgazma ulaşacağını hiçbir zaman önceden kestiremez. İyi bir orgazm için çiftin arasında yakınlık olması ve cinselliklerini yaşamaya önem vermeleri gerekir.

Orgazmla ilgili en önemli bilgi orgazmın öğrenilebilir olduğudur. Orgazm bir reflekstir ve özellikle kadınlar da bu refleksi yaşamayı öğrenebilirler. Daha doğru bir deyimle, bu istemli bir reflekstir, aynı idrar yapma ve dışkılama gibi öğrenilebilen bir reflekstir.

Özellikle kadınlarda klitoris sinir yapısı bakımından çok zengindir. Fakat her kadın her cinsel birleşmede orgazma ulaşamayabilir. Burada çiftler arasında genelde veya o birleşme sırasındaki dengenin ve iletişimin önemi büyüktür. Yoksa sadece jenital organların bir şeyler yapması, bir yerlere dokunması yetmemektedir. Eşler bütün bedensel ve cinsel benliklerini sonuna kadar karşılıklı verip alabilmelidirler.

Kadının yaşadığı orgazm

Kadının orgazmını daha iyi anlayabilmek için orgazmı dört aşamada incelemek uygun olur. Bunlar sırasıyla;
1- Uyarım, 2- Gerilim, 3- Doyum, 4- Gevşeme.
Bu olaylar sırasında üç önemli fizyolojik olay görülür. Genital organlarda kan toplanması, kaygan sıvı salgılanması ve adale kasılmaları.

1 Uyarım: Uyarım beyne gider. Beyinden kalkan ve omurilikten çıkan uyarı sonucu iç ve dış dudaklara kan gelir. Ve bu kısımların şişip renk değiştirmesine neden olur. Dış dudaklar yanlara doğru çekilerek dölyoluna girişi kolaylaştırır. Bu organlar dokunmaya,
cinsel uyarıma artık çok duyarlı bir hale gelmiştir. Memelerin uçları sertleşir ve memeler tümüyle büyür. Dölyolu duvarlarından kayganlaştırıcı bir sıvı salgılanır. Uyarımın arttığı bir sırada dölyatağı dikilir ve çadır fenomeni dediğimiz dölyolunun üst kısmının genişlemesi görülür.

2 Gerilim: Cinsel doyumdan başka bir şeyle artık kişinin pek ilgilenmediği, cinsel hazza ulaşmak için uğraşılan bir devredir gerilim. Çeşitli aşk oyunları ile fiziksel ve duygusal bütünleşmeye yönelinir. Dölyolunun 1/3'lük giriş kısmı gerilim sırasında penisi kavrayıcı bir şekilde daralır. Adaleler orgazm kasılmasına geçişe hazırdırlar. Eğer gerilim süresi ve niteliği kadının gereksinmesine uygun değilse kadın orgazma ulaşamayacaktır. Bu nedenle orgazma ulaşmak için kadının çaba göstermesi kendini tutup kasmaması gerekir.

3 Doyum (Orgazm): Gerilimin sonunda, kadın denetleyemediği ve denetlemek istemediği gerilimin kendini aştığını hisseder. Orta dereceli bir orgazmda kadın 3-5, kuvvetli bir orgazmda 8-12 kere kasılma hisseder. Başta karın bölgesi kasları olmak üzere hepsi kasılır. Makat çevresi adalelerinde de şiddetli kasılmalar olur. Bu kasılmalarda beyinden salgılanan oksitosin (oxytocin) ve prolaktin hormonunun etkisi olduğu son yıllarda ortaya konmuştur.

4 Gevşeme: Cinsel dürtü ve istekle doyuma ulaştıktan sonra bir gevşeme, rahatlama görülür.

Genital bölgelerdeki kasların ritmik bir şekilde kasılarak oluşturduğu yüksek basıncın ve gerilimin şiddetli ve hızlı bir şekilde boşalmasıdır.

Kadınlarda orgazm, klitorisin ya da diğer duyarlı bölgelerdeki basıncın, vücut gerilimini artırıp vajina, uteris ve rectumda kasılmalar yaratması, bu kasılmalar sırasında kalp ve kan basıncını artırmasıyla oluşur.

Orgazmın süresi gibi şiddeti de kişiden kişiye değişir. Kimilerinde aksırma, hıçkırık, ufak dalgalanma gibi hafif kimilerinde ise tüm vücudun ısınması ya da kişinin kendini kaybetmesine neden olacak şekilde şiddetli yaşanır. Aslında orgazmın kelimelerle anlatımı bayağı zordur. İşte size kadınların ağzından orgazma ait itiraflar:

“Tam orgazmdan önce, klitorisimde yanma, karıncalanma ve titreme duyarım. Vajinamda ani orgazmik bir alevlenme ve yanma olur. Sonra da kasılmalar hissederim...” P.K 28 yaşında

“Vajinamda ve klitoral bölgemde dayanılmaz bir karıncalanma, acı ve zevk olur. Aşırı derecede sıcak basar. Tüm kontrolümü kaybederim ve daha sonra müthiş bir rahatlama ve mutluluk duyarım.” S.Ö 29 yaşında

Orgazm cinsel birleşme sırasında ya da masturbasyon sırasında, penisle, parmakla, vibratörle ya da sadece sürtünmeyle oluşabilir. Ya da farklı zamanlarda aynı kişiyle yaşanılan orgazmlar da birbirinden farklı olabilir. Ancak bunların yanı sıra renkli bir cinsel yaşamı olmasına rağmen hayatlarında hiç orgazm olmamış kişiler de vardır.

“Kocam ön sevişmeyi çok kısa sürdürüp penetrasyona geçtiği için onunla sevişmekten hiç zevk almıyorum. Ancak bunu ona söylediğimde beni frijit olmakla suçlayıp başka birine ilgi duymasından korkuyorum. Evliliğimiz boyunca ona oyun oynadım ve onun kasıldığı anlarda ben de kasılıyormuşum gibi yaptım. Oysa bugüne kadar orgazmı hiç yaşamadım.” S.Ş. 46 yaşında

Orgazm olamayan ve bunu hiç yaşamamış kişilerin çoğu orgazm olamama sebebini eşlerinin kendilerini yeterince tatmin edememesine bağlıyor. Oysa bu kanı bir bakımdan doğruluk payı taşısa bile bir açıdan da yanlış. Çünkü kendi vücudunu tanımayan kadının, partnerinin istediği yerlere dokunmasına yardımcı olmadığı ihtimali çok yüksek.

Bunun için, kişinin kendi vücudu tanıması, masturbasyon yaparak hassas noktalarını öğrenmesi, bu konuda yazılmış kitapları okuması, cinsel sorunlarını paylaşan kadın gruplarına katılması farklı çözüm önerileridir.

Orgazm sonrası hissedilenler

Erkekler cinsel birleşmeden sonra uykulu ve sakin olup, fiziksel ve ruhsal açıdan uyarılma öncesindeki gibi durgunluk hisseder. Oysa bunun aksine orgazmdan sonra kadının uyarılma öncesi haline dönmesi çok daha fazla zaman alır. Orgazm olmuş bir kadın bu yatışma devresinde uzun ve derin bir zevk süresi geçirebilir. Hatta bu zevk süresinde yeniden sevişmek isteyen kadınların sayısı çok fazladır.

Düzenli olarak orgazm olabilen bir kadın ilk orgazmından sonra tekrar uyarılırsa, doyuma ulaşana kadar birçok defa orgazm olabilir. Erkeklerin kısa süre içinde ikinci bir orgazmı yaşayamamasına karşın kadın, klitorisi uyarıldığı takdirde birkaç dakika içinde 4-5 defa orgazm olabilir.

Dolayısıyla kadın ne kadar orgazm olursa, orgazmları da o kadar şiddetli olur ve bir o kadar daha orgazm olabilir. Kısacası fizyolojik olarak böyle bir olanağa sahip olan kadın, bu açıdan erkeği göre daha doyumsuzdur.

Kadınların orgazmdan sonraki yatışma süresinde hissettiklerine dair yaptıkları açıklamalar iki ana duygu halini ön plana çıkarıyor. Bazı kadınlar orgazmdan sonra sevecen, sevgi dolu olup sevgililerine daha fazla sokulmak ve yaklaşmak istiyor. Bu sebeple de saçlarının ya da bedenlerinin partnerleri tarafından okşanmasından büyük keyif alıyorlar.

“Yakınlaşma, rahatlama ve partnerime karşı aşırı bir sevgiyle doluyorum. Hatta bazen o kadar duygusal oluyorum ki ağlayacakmışım gibi hissediyorum kendimi.” T.K yaşında 33

“Orgazm olduktan sonra kendimi tıpkı bir çocuk gibi hissederim. Sevgilimin kollarının arasında yatar saçlarımı okşamasını beklerim. Sevgilimse benim orgazm sonrası duygusallaştığımı bildiğinden bana çok fazla ilgi gösterir. Her tarafımı okşayıp koklar. Bu yüzden ben içimdeki bu duygusallığı tatmin edebiliyorum.” S.Ö 22 yaşında

Kendilerini durgun ve duygusal hisseden kadınların yanı sıra kimileri de orgazm sonrası enerjik, canlı ve tamamen uyanmış hissediyor. Bu durumda da orgazmın ardından huzurlu bir uykuya dalmak isteyen erkekle kadın arasında uyumsuzluk ortaya çıkabiliyor.

“Orgazmdan hemen sonra kendimi müthiş enerji dolu, sağlıklı ve zinde hissederim. Şarkı söylemek, zıplamak, dans etmek gelir içimden. Ayrıca orgazmdan sonra dışarı çıktığımda çok daha güler yüzlü ve pozitif oluyorum.” T.Ç 29 yaşında

Uzmanlar, orgazm sonrası kadınlar arasındaki bu duygusal farklılığın nedenlerinin, cinsel ilişki sırasında kadının hareketliliğine ve cinselliğin yaşandığı sıklığa bağlıyor.

Kadınlarda görülen orgazmları alınan hazza göre şöyle sıralayabiliriz:

Kadının Ejakulasyonu (Boşalması) :Kadında orgazmı sonrasında bazen aynen erkekteki ejakulasyona (boşalmaya) benzer bir sıvı geldiği saptanmış olmakla beraber bu sıvının aslında idrar olduğu ve kadındaki "ejakulasyon" yani "boşalma" olarak tarif edilen olayın muhtemelen orgazm esnasında idrar kaçağı olduğu sonradan anlaşılmıştır.

Gerçekten de hiçbir idrar kaçırma şikayeti olmayan bir kadında güçlü bir orgazm sonrasında istemsiz idrar kaçağı olabilmektedir.

Cüce orgazmlar: Genellikle çok kısa sürerler, fazla tatmin edici değildirler; birkaç saniye süren hafif kasılmalarla gelişirler. Sanki hapşırık biçimindedirler. Bazı kadınlar bunu fark etmezler bile! Alınan haz bayağı düşüktür.

Normal orgazmlar: Yaklaşık 10-20 saniye sürer ve bazen bir tanesi bile yeterince doyurucudur. Eğitimle alınan haz ve süre arttırılabilir. Genellikle klitoral kaynaklıdır.

Hiperseksüel orgazmlar: Hiperseksüel kadınlarda görülür. Genelde bir başladı mı bitmek bilmezler. 20-30 saniyelik orgazmlar bazen 30-40 dakika birbirini takiben devam eder. Üstelik orgazm sayısı arttıkça erkeklerdekinin aksine cinsel istek ve orgazma yöneliş de artar. Bunlar hem klitoral hem de G-Noktası kaynaklı “bileşke orgazmları” dır. Bu kadınlarda PC-kasının da çok gelişmiş olduğu bilinmektedir.

Statüs orgazmus: Bu genellikle 20 saniyeden başlayıp bir kaç dakikaya kadar uzayabilen süreğen orgazm halidir. Bilinern orgazmın fizyolojisine tam olarak uymamaktadır. Kadınlara büyük haz ve yorgunluk verebilir.

Hiç elektronik doyumlar yaşadınız mı?

Ünlü seks terapisti Helen Sdinger Kaplan’a göre Pompei devirlerinden bu yana cinsellikle ilgili olarak icat edilen en değerli aletler, vibratörler. Vibratörler orgazm olma güçlüğü çeken kadınlar üzerinde etkili olarak kullanılabilmektedir. Normal cinsel tepkileri olan kadınlar eğer vibratörün titreşimlerini aşırı mekanik bulmazlarsa bu etkiyte dayanabiliyorlar. Vibratörler lateks bir dildonun (suni penis) içine bir masaj aleti motoru koyulmasıyla elde edilebiliyorlar. Aletlerin çoğu pille çalışıyor. Elektrikle çalışanların ise elektrik kaçağı yapma durumu sözkonusu bile değil. Vibratörlerin titreşimi saniyede 60 ile 150 arasında değişiyor. Normal cinsel tepkileri olan bir kadının vibratörden zevk almama olasılığı çok düşük. Kayganlığı arttırıcı kremlerin ise vibratörün uygulanması sırasında alınan hazzı artırdığı söylenmektedir.

Kadınlarda orgazm olamama

 

Kadınlarda sık rastlanan bir durum ve sebepleri. Peki çözüm var mı?

Bu konuda yapılan kısıtlı sayıda çalışma, direkt klitoral uyarı olmadan orgazm olabilen kadınların oranının ancak %30 olduğunu göstermektedir. Bu nedenle kadınlarda orgazm olamama durumunu öncelikle "hiç orgazm olamama" ve "cinsel ilişkide orgazm olamama" şeklinde ayırmak gerekir.

Orgazm olamayan bir kadın, ilişki esnasında kendini orgazm takliti yapmak zorunda hissedebilir. Bunu yapmasının nedeni eşine onun "yetersiz" olduğu duygusunu yaşatmamak ve öte yandan da yine eşinde kendisinin "yetersiz olduğunu" kanısını uyandırmayı engellemektir. Bu tür bir uygulama, problemin daha da karmaşık hale gelmesine neden olur, zira orgazm olamayan bir kadın için eşinin yapacağı etkili bazı değişiklikler söz konusuyken, böyle bir durumda bunlar gündeme gelmez ve erkek "herşeyin normal gittiğini" düşünmeye devam ederek bir değişiklik yapma gereği duymaz. 
 

Kadının orgazm olabilmesi için ilişkide ne tür değişiklikler yapılabilir?

Öncelikle şunun vurgulanması gerekir. İlişkide aynı anda orgazm olunması diye bir gereklilik yoktur. Esas olan
fizyolojik ve anatomik gerçekler nedeniyle kadının ya eşiyle beraber ya da eşinden önce orgazm olmasıdır. Erkek orgazm olduğu andan itibaren refrakter periyod adı verdiğimiz döneme girer. Bu dönemde ereksiyon etkinliğini kaybetmeye başlar ve erkeğin yeni bir ilişkiye fizyolojik ve ruhsal olarak hazır olması belli bir süre gerektirir. Bu süre erkekten erkeğe değişmekle beraber birkaç dakikadan birkaç saate kadar uzayabilir. Arka arkaya bulunulan ilişki sayısı arttıkça refrakter periyodun süresi de uzar. Bu erkeklerin bir gerçeğidir. Kadınlarda ise bu refrakter periyod ya çok kısadır ya da yoktur. Kadınlar arka arkaya defalarca orgazm olabilirler ve hatta aynı ilişki içerisinde bile çok sayıda orgazm yaşayabilir. 

Buradan çıkan sonuç, erkeğin kadının orgazm olabilmesi için gerekli koşulları sağlamak için çaba göstermesi gerektiğidir.

Kadının orgazmı yaşayabilmesi için çiftlere düşen görevler:

-Erkeğin kendisinin orgazma ulaşmak için geçen süreyi mümkün olduğunca uzatması: Erkekler çok kısa sürelerde orgazm olabilirlerken kadınlar için orgazm olabilme süresi çok daha uzundur. Bu süre bir yandan kadının ilişkiye ruhsal ve fiziksel olarak ne kadar hazır olduğuyla, öte yandan ilişkide kadının duyarlı bölgelerinin ne kadar uyarıldığıyla ilgilidir.

-Çoğu kadında orgazm için direkt klitoris uyarısı gerekir. Her kadının anatomik yapısı farklı olduğundan çiftlerin, kadının klitoral olarak en iyi uyarılabildiği ilişki pozisyonunu seçmeleri gerekir. Klitorisin en iyi uyarıldığı ve çiftin yüzyüze bakması nedeniyle emosyonel özellikleri en güçlü pozisyon erkeğin üstte olduğu, en az uyarıldığı ve yüzyüze bakılmaması nedeniyle duygusal temasın en az olduğu pozisyon ise kadının arkasını döndüğü ve erkeğin arkada olduğu pozisyondur. Ancak bu her kadın için geçerli olmayabilir. Bu yüzden kadın eşine en çok hangi pozisyonda uyarıldığını hissettirmeli ya da direkt söylemelidir.

-"Önsevişme döneminin" uzun tutulması: Kadınlar için "önsevişme dönemi" çok önemlidir. Kadınların ilişkiye hazır olmaları erkeklerdeki kadar kolay değildir. Yeterince hazır olunmadan ilişkiye başlandığında genital bölgenin gevşemesi ve kayganlaşması yetersiz olduğundan ilişki kadın için tatsız bir deneyime dönüşebilmekte ve doğal olarak böyle bir ilişkide orgazm söz konusu bile olmamaktadır. Kadın hazır olduğu mesajını eşine verebilmeli, erkek de bu mesajı alabilmelidir. 

Burada unutulmaması gereken diğer bir önemli nokta ise önsevişme döneminin gereğinden fazla uzun tutulmasının da hem erkeğin hem de kadının orgazm olma süresini ve orgazm şiddetini olumsuz etkilediğidir. 

-Erojen bölgeler adı verilen bölgelerin kadın orgazmına katkısı ihmal edilmemelidir: Erojen bölgeler adını verdiğimiz bölgeler kadından kadına değişmekle beraber sıklıkla memeuçları, kulak arkaları, bacakların iç yüzleri kadının en erojen bölgeleridir. Kadın, eşine önsevişme dönemi boyunca ve tüm ilişki boyunca erojen bölgelerinin dokunulmasından hoşlandığı mesajını verebilmeli, erkek de bu konuda duyarlı
olmalıdır. Erojen bölgelerin uyarılmasının kadının ilişkiye daha hazır olmasının sağlanması yanında orgazm olmasını kolaylaştırıcı özellikleri olduğu unutulmamalıdır.

-Bir kadın her ilişkide vajinal yoldan orgazm olamayabilir. Bazı kadınlar vajinal yoldan hiç orgazm olamazken, bazıları bazı ilişkilerde olurlar, diğerlerinde olamazlar. Vajinal orgazm öğrenilmesi gereken bir orgazm türüdür ve bir kadının defalarca ilişkide bulunmadan vajinal yoldan orgazm olabilmesi beklenmemelidir. Vajinal orgazm olunamadığında ilişkinin herhangi bir zamanında kadının direkt klitoris uyarısıyla orgazm olmasına imkan tanınabilir. Bu o kadar da anormal bir durum değildir. 

-"Penis boyu nevrozu (takıntısı)" terkedilmelidir. Vajinanın üst 2/3'lük bölümü embriyolojik gelişim açısından alt 1/3'lük bölümünden çok daha farklı bir bölgeden gelişmektedir. Bu nedenle bu iki bölgenin fizyolojik ve anatomik özellikleri birbirinden oldukça farklıdır. En bariz farklılık sinir liflerinin dağılımındadır. Alt 1/3'lük kısım zengin bir sinir ağına sahipken, üst 2/3'lük kısımda sinir lifleri nispeten daha azdır. Bu nedenle alt 1/3'lük kısım dokunma, ağrı gibi duyaranlara çok daha hassastır. Her zaman belirttiğim gibi penis uzunluğunun kadının "tatmin olmasıyla" hiçbir ilişkisi olamayacağının da göstergelerinden biridir bu. Penis zengin sinir lifleri içeriği nedeniyle en çok vajinanın alt 1/3'lük kımını uyarmaktadır.

Bazı okuyucular "erkeklerin de erojen bölgeleri yok mu, erkekler bu kadar mekanik varlıklar mı," gibi bir düşünceye kapılabilirler. Ancak konumuz ilişkiden alınan zevkin nitelikleri değil, kadının orgazm olamaması olduğundan bu konuya odaklandırıyorum ve bu nedenle de kadının yapısal özelliklerinin orgazm olmasına etkilerini erkeklerle arasındaki farkı vurgulayarak açıklamaya çalıştım.

Yukarıdaki önlemlerle orgazm olamama problemi giderilemediğinde yapılması gereken bir Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanına başvurmak ve genel bir jinekolojik muayeneden geçmektir. Her ne kadar kadında orgazm olamama nadiren jinekolojik bir nedene bağlı olsa da, kural olarak ilk başvuru jinekolog olmalıdır.

SAHTE ORGAZM NASIL ANLAŞILIR ?

İtalyan seks uzmanı Maurizio Bossi, kadınların yüzde 40\'ının \"sık sık\" ya da \"her zaman\" orgazm numarası yaparak eşini kandırdığını ortaya çıkardı ve sahte orgazmın nasıl tespit edileceğini açıkladı.

Araştırmasında, seks sırasındaki 5 bin kadını inceleyen Bossi, \"gerçek\" orgazmı sahtesinden ayırt etmenin mümkün olduğunu söyledi. Bossi, gerçek orgazmda görülen ve hiçbir kadın tarafından taklit edilemeyen bu uyarı sinyallerini şöyle sıraladı:

* Seks esnasında kadın, yüzü, göbeği, göğüs ve ayakları erkek tarafından görülebilecek şekilde yatış pozisyonu almalı.

* Orgazmdan kısa bir süre önce burnu hafiften sulanmaya başlar.

* Sonra göğüs uçları sertleşmeye başlar.

* Orgazmdan hemen önce, boğazı kuruduğu için yutkunma gereksinimi duyar.

* Göğüsleri arasındaki deri hafif kızarır.

* Nihayetinde de göz bebekleri büyür.

* En önemlisi, orgazm esnasında, kadının ayakları da oynar. Özellikle başparmağı dik duruma geçer...

ZİNCİRLEME ORGAZM

"Bir kere yetmez" diyenlerin sayısı giderek artıyor. Elbette ki, bunu sağlamanın bazı yolları var; ilk şartı da uyum. Kimi kadına göre, en mükemmel orgazm ilkidir. Bir başkası, asıl yoğun hazzı sonrakilerde bulabilir. Kimisi de, zincirleme orgazmın her halkasının birbirinden farklı olduğunu söyler.

Zircirleme orgazm bir hayli karmaşık bir konudur. Çünkü erkek ve kadın arasında ciddi fizyolojik farklılıklar bulunur. Erkek genelde çabuk uyarılmakta ve orgazm olduktan sonra da en azından bir süre için cinsel ilgisini yitirmektedir. Oysa kadın, daha yavaş uyarılmasına ve orgazma daha uzun bir süreçten geçerek ulaşmasına karşın, birbiri ardına birkaç kez orgazm olabilme potansiyeline sahiptir.

Bilimsel kanıtlar

Bu olgunun mekanizması henüz tam olarak açıklanmasa da, hiç olmazsa varlığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Çünkü kadınlarda orgazm sırasında gerçekleşen fizyolojik değişiklikleri kaydeden laboratuar cihazları, bazı kadınların belirli durumlarda bu değişimleri kısa aralıklarla tekrar tekrar gösterebildiğini belgelemektedir.

Herkeste aynı yetenek var ama...

Yani kadınlar zincirleme orgazm olgusu biyolojik bir gerçektir. Hatta kimi uzmanlar aslında bütün kadınların zincirleme orngazm yeteneğine sahip olduğunu, fakat cinselliğe olumsuz bakan kültürümüzün verdiği tutuklukla çoğu kadının bu şans hiç kullanmadığını iddia etmektedir. Bu iddianın geçerliliği tartışılabilir. Ama, bazı kadınların masturbasyon veya cinsel ilişki sırasında tekrar tekrar doruğa ulaşabildiği artık kesinleşmiştir.

Farklı görüşler

Bu orgazmların yoğunluğuysa, kadın kadına değişiklik gösterir. Kimi kadınlar ardı ardına kaç kez orgazm olurlarsa olsunlar, her zaman ilişkinin en iyisi olduğu görüşündedir. Kimilerindeyse tam tersine ilk orgazm bir hayli sönük geçmekte ve asıl yoğun hazzı daha sonrakiler sağlamaktadır. Öte yandan kadınların bir kısmı da zincirleme orgazmın her halkasının çok farklı olduğu, klitoral orgazm, G-noktası orgazmı ve penisin vajina içindeki hareketlerinden doğan orgazm arasında bir karşılaştırma yapmanın tamamen anlamsız olacağı kanısındadır.

En çok masturbasyonlar

Seks araştırma laboratuarlarında sürdürülen deneyler genellikle en uzun zincirleme orgazmların masturbasyon sırasında gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Hatta, vibratörle mastürbasyon yapan kimi kadınlar, kısa bir süre içinde 10-15 kez doruğa ulaşabilmektedir. Genelde bu orgazmlar bir iki dakikalık aralarla gerçekleşir. Fakat az sayıda kadın, bir orgazmdan diğerine hemen hiç ara vermeksizin geçebilmektedir. Çok küçük bir azınlıktaysa; zincirleme orgazm hiç kesintisiz orgazm dalgaları halinde yükselip ancak kadının bitkin düşmesiyle sona ermektedir.

Uç uca eklemek...

Zincirleme orgazm konusunda yaygın uygulamalardan biri, masturbasyonla cinsel ilişkiyi uç uca eklemektir. Yani, önce kadın kendi kendine ya da sevgilisinin yardımıyla mastürbasyon yaparak birkaç kez doruğa ulaşır, sonra da cinsel ilişki partneriyle birlikte bir kez daha boşalır.

Çabaların karşlığı

Zincirleme orgazm için bu kadar çaba harcamaya değer mi? Bu konuda kararı sadece kadın verebilir elbette. Fakat kimi erkekler sevgililerine daha çok haz verebilmenin her türlü çabaya değeceği görüşünde. Gene de, bir kısım erkekle tıpkı kendileri gibi tek bir kez ama yoğun bir şekilde boşalan bir kadınla sevişmeyi tercih etmekte ve zincirleme orgazmı sevişmeyi bir gösteri haline getiren bir tür başarı testi gibi algılanmaktadır. Öte yandan bazı erkekler de kadının zincirleme boşalmasını kendi erkeklik güçlerinin bir kanıtı gibi görüp gurur duyma eğilimindendir. Tabii, bu pek haklı bir gurur sayılmaz, çünkü böyle bir kadın büyük ihtimalle mastürbasyonla da zincirleme orgazma ulaşabilecektir. Yani erkeğin \"sihirli anahtarı\"na pek de muhtaç değildir. Gene de, çoğu erkek cinselliği başarı göstergesi olarak gördüğü müddetçe, zincirleme boşalabilen kadınların rağbette olacağını tahmin edebiliriz.

Doğu teknikleri

Aslında zincirleme orgazm yalnızca kadınlara mahsus bir şey değildir. Erkekler de üst üstte orgazma ulaşabilir. Erkeğin boşalmasıyla orgazmın aynı şey olmadığı çok eskiden beri bilenen bir şeydir. Nitekim, genç erkeklere boşalmadan doruğa ulaşma yöntemlerini anlatan eski tantra metinleri bile vardır. Bu yöntemlerle erkeğin bir gün içinde birkaç kez, hem de isterse üst üstte orgazma ulaşması ve hiç boşalmaması ya da boşalmayı en son birleşmeye kadar geciktirmesi mümkündür. Fakat böyle bir disiplinle yetiştirilemeyen ve \"kuru\" orgazmın varlığından bile bi haber olan Batılı erkekler için bu tür tecrübeler pek söz konusu olamaz.

Erkeğin gücü, 25 yaşına kadar dorukta...

Gene de, pek çok erkek aşağı yukarı 25 yaşına kadar ardı ardına birkaç kez bildiğimiz anlamda orgazm olma potansiyeline sahiptir. Fakat erkek yaşlandıkça, her orgazmın arkasından \"kendisini toparlaması\" için gereken süre de uzar. Yani orta yaşlarda bir erkeğin kısa aralıklarla tekrar tekrar boşalması pek mümkün değildir. Kısacası, zincirleme orgazm hemen hemen yalnızca genç erkeklerin işidir. Fakat uygun bir ortamda ve yeterli uyarılma düzeyiyle, orta yaşlı bir erkek de pekala fazla orgazm yaşayabilir.

Bir kere yeter

Bizim kültürümüzde erkekler kendileri için zincirleme orgazmı öğrenmeye pek ihtiyaç duymazlar. Özellikle de boşalmayı içermeyen\"kuru\" orgazm onların gözünde hiç bir anlam ifade etmez. Çünkü çoğu erkek için cinsel birleşme \"duhül ve boşalma\"dan ibarettir ve bu kadarı onları tatmin etmeye, \"erkekliklerini kanıtlamaya\" yeter. Öte yandan, partnerlerinin zincirleme boşalmasını sağlamak, kendi cinsel güçlerini bir kat daha vurguluması açısından cazip gelebilir.

Önemli olan kontrol

Genellikle cinsel gücün gençlerin tekelinde olduğu düşünülür. Oysa orta yaşlı hatta daha ileri yaşlardaki erkeklerin de tekniklerini geliştirerek partnerlerine daha çok haz vermeleri mümkündür. Gerçekten de, öyle çiftler vardır ki, ilk zamanlarda erkeğin çabuk boşalması veya özel çaba harcamaya gerek görmemesi yüzünden tek orgazmla yetinmek zorunda kalan kadın, yıllar geçip erkek boşalmasını kontrol etmeyi öğrenince zincirleme orgazma ulaşmaya başlar. Kadının kırk yılda bir zincirleme orgazma ulaştığı, erkeğinse kendisi için de böyle bir ihtimal bulunduğunu aklına bile getirmediği çiftlere bu konu bir hayli gereksiz görünebilir. Gene de, biraz çabayla zincirleme orgazmı öğrenebileceğinizi unutmayırn. Böyle bir deneyim size cazip geliyor, hatta yalnızca merak ediyor bile olsanız, orgazm yoğunlaştırma yöntemleri size çok şey kazandıracaktır.

Birlikte Beraber orgazm

Kadınların ve erkeklerin cinsel yanıtlarının fizyolojisinde bazı farklılıklar vardır. Genellikle erkekler daha çabuk, kadınlar daha yavaş uyarılırlar. Yaşları ilerledikçe erkeklerin uyarılması biraz uzar, kadınlar ise yaşları ve cinsel deneyimleri arttıkça daha hızlı uyarılmaya başlarlar. Çoğu erkek için en uyarıcı durum, cinsel birleşmedir. Kadın orgazmının tetiğini çeken klitoris ise, cinsel birleşme sırasında uyarılmaya uygun bir yerde ve konumda değildir.

Bu nedenle de cinsel birleşme sırasındaki dolaylı cinsel uyarılar, çoğu kadının orgazm olması için yeterli olmaz. Birçok kadının orgazm`ı için, cinsel birleşmeden önce klitorisin doğrudan uyarılması, bazı kadınlar için de cinsel birleşme sırasında da klitorisin doğrudan uyarılmasının sürdürülmesi gerekir. Genellikle erkekler hızlı, sert ve dikey hareketleri daha uyarıcı bulurken, kadınlar yavaş, yumuşak, yatay ve kesintisiz uyarıları tercih eder.

Elbette, iki insan arasındaki cinsellik, fizyolojik özelliklerin çok ötesinde birçok faktörden etkilenir. Ancak cinsel davranışlarımız sonucunda oluşan cinsel yanıtlar, fizyolojik temele dayalıdır. Cinsel ilişkiyi, sevişmeyi, bedensel fizyolojimiz, kişisel durumumuz kadar cinsel eşimizle genel ilişkimiz de etkiler. Aynı zamanda iyi bir cinsel ilişkinin nasıl olması gerektiği hakkındaki düşüncelerimizin de hem sevişmemize etkisi vardır, hem de cinsel yaşantımızı değerlendirmemize. Birçok kişi, birçok çift, iyi bir cinsel ilişkide eşlerin mutlaka birlikte orgazm olmaları gerektiğine inanır. Oysa, kadın ve erkek cinsel yanıtlarının fizyolojik farklılığı, kişilerin orgazm olacakları anı tam olarak belirleyememeleri, birbirlerinin yanıtlarını tam olarak ve anında bilememeleri gibi birçok nedenle, çiftler nadiren aynı anda orgazm olurlar. Ancak birbirlerini çok iyi tanıyan çiftler, arada bir birlikte, aynı anda orgazm olur. Ayrıca birlikte orgazm olmak, iyi bir cinsel ilişki için zorunlu ya da daha çok zevk almak için gerekli de değildir. Ama birlikte orgazm olmanın mutlaka gerekli olduğu düşüncesi, birçok insanın kendi cinsel ilişkilerinden hoşnutsuz olmasına neden olur. Birçok çift cinsel yaşamlarını bu yanlış inanış yüzünden doyumsuz olarak değerlendirebilir. Saatlerce sevişebiliriz, cinsel birleşme dakikalarca sürebilir. Ancak orgazm saniyeler süren bir cinsel yanıttır. Orgazm sırasında, çevremize olan farkındalığımız geçici olarak bozulur, azalır. Kendi bedenimizden aldığımız cinsel hazza odaklanırız.

Orgazm olma anında bir kişinin, kendisinin veya cinsel eşinin davranışlarını, cinsel yanıtlarını izlemesi pek de kolay değildir. Dolayısıyla bir yandan orgazm olurken, bir yandan cinsel eşimizin orgazmından ayrı bir keyif almamız da pek söz konusu olamaz. Üstelik sevişme sırasında, aynı anda orgazm olma beklentimiz nedeniyle, kendimizin ve cinsel eşimizin cinsel yanıtlarıyla gereğinden fazla ilgilenmemiz, sevişmenin keyfini kaçırabilir. Hem bizi sevişen kişi olmaktan çıkarıp, sevişmenin gözlemcisi haline getirebilir, hem de birlikte olması hedeflenen orgazmı kişisel olarak da yok edebilir. Orgazm yanıtı, kendimizi sevişmeye bıraktığımızda, başka bir şeye değil yalnızca sevişmeye ve aldığımız cinsel hazza odaklandığımızda, kendiliğinden ve kolayca gelebilecekken, cinsel eşim orgazm olacak mı kaygısıyla bozulup kaybolabilir. İki insan arasındaki cinsellik, fizyolojik yanıtlar temelinde gelişen, çok boyutlu ve keyifli bir süreçtir. Gerçek dışı beklentiler ve yanlış inanışlar, cinsel doyumumuzu olumsuz etkilemekten başka bir işe yaramazlar.

Kadınlar için hangi orgazm çeşitleri vardır?

Orgazm çeşitleri
  • 1) Klitoral orgazm
  • 2) Vajinal orgazm (G-noktası)
  • 3) Anal orgazm
Her kadın klitoral orgazm yaşayabilir mi?

Nadir bulunan istisnalar dışında (fizyolojik nedenlerden dolayı) aslında her kadın klitoral orgazm yaşayabilir.

Her kadın klitoral orgazmı yaşayabilmeli. Eğer, bunu partnerinin yanlış yöntemlerinden dolayı, ya da kendi kendini uyarma isteksizliğinden dolayı yaşayamıyorsa, cinsel ilişki sonrasında çok gergin olacaktır. Bu da zamanla bir ilişkiyi olumsuz yönde etkileyecektir.

Burada şunu belirtmek gerekir ki ,orgazm her kadın için önemli değildir. Hassas yapıları nedeniyle kadınlar dokunma ve şefkati sadece cinsel kaynaklı eylemlere tercih ediyor. Cinselliğin tadını çıkarıyorlar ve her ne pahasına olursa olsun orgazma ulaşmak için çabalamıyorlar. Bazen partnerlerini tatmin etmek için sahte bir orgazm canlandırıyorlar.

Bir ilişkinin başında daha katlanılır olan böyle bir durum, bir ay veya bir yıl sonra kavga sebebi haline gelebiliyor. Bu yüzden cinsel hayatta her iki tarafın da kendini geliştirmesi ve sorunlarını aşacak yöntemler bulması çok önemlidir.

Anal bölgede sinirler oldukça yoğun olduğu için bir kadının anal orgazm yaşabilmesi de şaşırtıcı değildir. Fakat anal orgazm ancak çok rahatlamış bir durumda, anal uyarılma ağrıya sebep olmuyorsa ve zevk veriyorsa yaşanabilir. Anal orgazm, her hangi bir vajinal uyarılma olmadığı durumda mümkün olsa bile, çoğu zaman kadın penisi vajinanın ince zar ayrımından dolayı hissettiği için yaşanır. Yüksek yoğunluğundan dolayı anal ilişki esnasında vajinal ve klitoral uyarılma, çoğu kadının hoşuna gider.

Anal orgazma nasıl ulaşılır?

Anal ilişkide rahatlama ön planda olduğu için, anüs bölgesindeki kasların önce parmakla veya bir seks oyuncağı ile rahatlatılması gerekir. Yeterli miktarda kayganlaştırıcı bulunmalıdır.

Anal bir orgazma parmakla, seks oyuncakları, penis ya da oral uyarılma ile ulaşabilirsiniz. Parmaklar ya da el kullanıldığında bunların yeterince ıslak olmasına dikkat edilmelidir.

Cinsellikte anal orgazm:

Cinsellikte anal bir orgazma ulaşabilmek için kadının en çok zevk aldığı bir pozisyon seçilmelidir. Bir çok seçenek vardır ve hangi bölgenin uyarıldığı poziyona bağlı bir durumdur. Pozisyon ve uyarılma çeşidinin yanısıra anal orgazm penisin vuruş tarzından da etkilenir: bazıları yavaş ve duygusal bir tarzı severken, diğerlerinin tercihi hızlı ve sert olabiliyor.